Karamanoğlu Alaettin Ali Bey’in kışkırtmasıyla Hamitoğulları, Saruhanoğulları, Aydınoğulları, Menteşoğulları ve Germiyanoğulları Osmanlı topraklarına hücum ettiler. Bunun üzerine Yıldırım Bayezit, Sırpları vergiye
bağlayarak onlarla anlaştı; Rumeli sınırlarını güvenlik altına alarak Anadolu beyliklerinin üzerine yürüdü.
Beylikler Üzerine Yapılan Seferler
İlk önce Germiyanoğulları Beyliği üzerine yürüyen Yıldırım Bayezit Kütahya’yı geri aldı. Germiyanoğulları beyi II. Yakup Bey, pişmanlığını ve bağlılığını bildirdi. Kütahya’nın işgaline sinirlenen Bayezit onu İpsala’ya sürgüne gönderdi.Topraklarını ülkesine kattı (1390).
Aydınoğulları, Saruhanoğulları ve Menteşoğulları beyliklerinin topraklarını savaşmadan ele geçirdi, Aydınoğlu İsa Bey’e Tire; Menteşoğlu Mahmut Bey’e de Bergama şehri mülk olarak verildi.
Ertesi yıl Hamitoğulları Beyliğini ele geçirdi. Oradan güneye inerek Antalya’yı aldı.
Konya üzerine yürüyen Yıldırım Bayezit şehri kuşattı. Karamanoğlu beyi Alaettin Ali Bey Taşeli’ne çekildi. Konya, Osmanlıların eline geçti: Alaettin Ali Bey’in isteği üzerine barış yapıldı. Buna göre, Akşehir ve Beyşehir tarafları Osmanlılara geri verildi (1391).
Yıldırım Bayezit’in dostu Candaroğulları beyi II. Süleyman Paşa Karamanoğulları ve Kadı Burhanettin ile anlaşmıştı. Bu durumu bilen Yıldırım Bayezit Kastamonu üzerine yürüdü. Yapılan savaşta II. Süleyman Paşa öldü. Candaroğlu Beyliği’nin Kastamonu koluna ait topraklar böylece Osmanlıların eline geçmiş oldu. Candaroğulları’nın Sinop kolu beyi İsfendiyar Bey bağlılığını bildirdiği için, Osmanlılara tabi olarak kalmasına müsaade edildi (1392).
Candaroğulları’na yardıma gelen Kadı Burhanettin ile Osmanlı öncüleri karşılaştılar. Yapılan savaşta şehzade Ertuğrul öldü. Balkanlardaki durum karşısında Yıldırım Bayezit acele olarak Rumeli’ye geçti (1392).
Karamanoğlu beyi Alaettin Ali Bey, Yıldırım Bayezit’in Rumeli’deki işlerle uğraşmasını fırsat sayarak Ankara’yı ele geçirdi. Bunu haber alan Yıldırım Bayezit Karamanoğulları üzerine yürüdü. Üç gün süren savaşı Yıldırım Bayezit kazandı. Alaettin Ali Bey yakalanarak öldürüldü ve toprakları Osmanlı Devleti’ne katıldı (1397).
Yıldırım Bayezit 1398 yılında sefere çıkarak Samsun’u aldı. Ayrıca Trabzon’a kadar olan Karadeniz kıyılarını Osmanlılara bağladı.
Akkoyunlu hükümdarı Kara Yülük Osman Beyle Kadı Burhanettin’in arası açılmıştı. Divriği yalarımda Karabel’de yapılan savaşı kazanan Kara Yülük Osman Bey, Kadı Burhanettin’i öldürttü. Bu durumdan yararlanan Yıldırım Bayezit, Tokat, Sivas, Kayseri, Aksaray, Malatya ve civarını ele geçirdi.
İstanbul Kuşatması
Yıldırım Bayezit, Bizans imparatoru II. Mamıel’in, Bizansla yapılan anlaşma şartlarını yerine getirmek istememesi üzerine İstanbul’u kuşatmaya başladı (1391). Surları yıkabilecek güçte toplar olmadığı için şehri aç bırakarak teslim olmaya mecbur etmek istedi. Bu maksatla Karadeniz’den gelebilecek yardımları engellemek için Anadolu Hisarını yaptırdı.
Son kuşatma çok şiddetli oldu. Halk açlıktan ölüyordu. Askerlerde moral kalmamıştı. İşte bu sırada Timur, Sivas’a kadar gelip şehri yakıp yıkınca. Yıldırım Bayezit kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldı.
Bulgar Krallığı’nın Osmanlı Topraklarına Katılması
Macar kralı, Bulgaristan işlerine karışıyor ve Kral Şişman’la gizli görüşmeler yapıyordu. Bu durumu haber alan Yıldırım Bayezit, oğlu Süleyman Çelebi komutasında bir orduyu Bulgaristan’a gönderdi. Üç aylık bir kuşatmadan sonra Tırnova alındı. Böylece Doğu Bulgaristan Osmanlı topraklarına katılmış oldu (1393).
Haçlı İttifakı ve Niğbolu Savaşı
Osmanlılar Rumeli’deki faaliyetlerine bütün hızlarıyla devam ediyorlardı. Donanma, Ege sularında dolaşıyordu. Bu durum Venedik ve Cenevizlerin işine gelmemesine rağmen, ekonomik çıkarları gereği Osmanlılarla iyi geçiniyorlardı.
Türk fetihlerinin boyutlarını en iyi Macarlar anlamıştı. Yalmz basma Türklerle başa çıkmanm mümkün olmadığını, daha önceki tecrübelerinden bilen Macar kralı Sigismund, Avrupa devletlerinden yardım istedi. Bu çağrının sebeplerinden biri de, İstanbul’un beş yıldan beri Türkler tarafından abluka altında tutulması idi. Sigismund’un çağrısına Fransız, Alman, Flemenk, İngiltere, İskoçya, Savua, Lombardiya ve Rodos şövalyeleri ile Ulahlar olumlu cevap verdiler. Fransız askerlerinin başında Korkusuz Jan vardı.
Sigismund’un komutasındaki Haçlı ordusu güneye doğru iki koldan harekete geçti. Geçtikleri yerlerdeki Ortodoks halka zulmettiler. Yakaladıkları Türkleri işkenceyle öldürdüler. İki kuvvet Niğbolu’da birleşti. Niğbolu Kalesi’ni kuşatan Haçlılar, Türk ordusunun görünmemesinden cesaret aldılar. Haçlı ordusunun sının geçtiğini öğrenen Yıldırım Bayezit, kuvvetlerini Edirne’de toplayarak düşman üzerine yürüdü. Yıldırım Bayezit’in hızla yaklaştığını haber alan Sigismund, harp meclisini toplayarak savaş düzeni hakkında görüş alışverişinde bulundu. Önce Ulah kuvvetlerinin ileri sürülmesini, asıl kuvvetin Yıldırım Bayezit’in bulunduğu merkeze yüklenmesi için geride beklemesi gerektiğini söyledi. Fransız komutanlar, Türkleri yenebileceklerini söyleyerek ilk defa harbe girmekte ısrar ettiler. Sigismund istemeyerek Fran¬sızların isteğini yerine getirmek zorunda kaldı.
Savaşın başlangıcında, Haçlı ordusu çok kalabalıktı. Osmanlı ordusunun mevcudu Haçlıların yarısı kadardı. İki ordu Niğbolu Kalesi yakınında karşı karşıya geldiler. Savaş, Fransız süvarilerinin, Osmanlı ordusunun merkez kuvvetlerine saldırmasıyla başladı. En önde bulunan azap askerlerini öldürmeye başladılar. Daha sonra azapların gerisinde bulunan Yeniçerilerin üzerine saldırdılar. Plan gereği Osmanlı merkez kuvvetleri biraz geri çekildi. Türklerin bu hareketinden iyice cesaretlenen Fransızlar, içerilere kadar sokuldular. Çembere alındıklarını, pusudan çıkan Yıldırım Bayezit’in komutasındaki askerlerin hücumuyla anladılar. Bir kısmı öldürüldü, bir kısmı da esir alındı. Esir alınanlar arasına korkusuz Jan ve Fransız asilzadeleri de vardı.
Sonucun kötü olduğunu anlayan Ulah prensi kuvvetlerini alarak ülkesine döndü. Osmanlı kuvvetleri bütün gücüyle Haçlı ordusu üzerine yüklendi. Haçlıları iyice sarstıktan sonra yedek kuvvetlere hücum emrini verdi. Savaşı kaybettiğini anlayan Sigismund, Tuna yoluyla Karadeniz’e, oradan da İstanbul’a canını zor attı (1396).
Niğbolu Zaferi’nden sonra düşmanın eline geçmiş olan yerler tekrar ele geçirildi. Vidin Bulgar Krallığı’na son verildi. Ayrıca Macaristan’a akınlar yapılarak ganimet elde edildi. Korkusuz jan ve esir alman diğer asilzadeler fidye ödeyerek ülkelerine döndüler.
1397 yılında Yunanistan’a sefere çıkan Yıldırım Bayezit Atina’ya kadar ilerledi. Yolu üzerindeki bazı yerleri ve kaleleri aldıktan sonra, buraya akıncı beylerinden Turahan Bey’i bırakarak geri döndü. Akıncılar devamlı olarak Mora’ya akınlar yaptılar ve birçok yeri ele geçirdiler. Osmanlılarla başa çıkamayacağını anlayan Mora Rum despotu vergi vermeyi ve Osmanlı himayesine girmeyi kabul etti. Osmanlılar iskan politikaları gereği Anadolu’dan getirdikleri Türkleri fethettikleri yerlere yerleştirdiler. Ayrıca bir miktar Rum’u da Anadolu’ya naklettiler.
Ankara Savaşı
Timur kısa bir süre içerisinde İran, Irak, Azerbaycan’ı idaresi altına aldıktan sonra Bağdat’ı işgal etti. Topraklan elinden alınan Celayir sultanı Ahmet ile Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf, Osmanlılara sığındı. Buna karşılık toprakları Yıldırım Bayezit tarafından alman Germiyan, Menteşe, Saruhan ve Aydın beyleri ile Doğu Anadolu’daki bazı emirler, Timur’a sığındılar.
Timur, Yıldırım Bayezit’ten kendisine sığınan iki hükümdarın teslimini istedi. Bayezit bu isteği şiddetle reddetti. Timur, Akkoyunlu Türkmen aşireti reisi Karayülük Osman Bey’in teşvikiyle Sivas’ı kuşattı. Kale komutanı, hiç kimsenin canına dokunulmaması şartı ile kaleyi teslim etti. Verdiği sözde durmayan Timur, kaleyi savunan askerleri diri diri çukurlara gömdürttü. Bu olaydan sonra Timur, Suriye seferine çıktı.
Yıldırım Bayezit Memlûk sultanına müracaatla Timur’a karşı ortak hareket teklif etti. Malatya’nın Osmanlılar tarafından işgal edilmesine kızan Memlûk sultanı teklifi reddetti. Timur ile Yıldırım Bayezit arasında birçok mektup gidip geldi. Kışı Karabağ’da geçiren Timur, Orta Asya’dan getirttiği kuvvetlerle iyice güçlenmişti. Anadolu seferine karar verdiği sırada Çin imparatoru ölmüş ve Çin’de karışıklıklar çıkmıştı. Çin seferine çıkacak olan Timur, arkada güçlü bir devlet bırakmak istemiyordu. Timur, kendisi gibi Müslüman olan, ayrıca devamlı cihadlar yapan Yıldırım Bayezit ile yapılacak savaşın sorumluluğunu üzerinden atmak için kabul edilmesi imkansız isteklerde bulunuyordu. Bu isteklerden bazıları şunlardı:
1- Yıldırım Bayezit’in oğullarından birinin kendi yanına gönderilmesi.
2- Bağımlılık belirtisi olarak göndereceği külah ve kemerin kabul edilmesi.
3- Anadolu beylikleri topraklarının eski sahiplerine iadesi.
4- Kara Yusuf’un kendine teslim edilmesi.
Yıldırım Bayezit bu şartlan şiddetle reddetince, savaş iki taraf için de kaçınılmaz bir hal aldı. Ankara’ya gelen Yıldırım Bayezit, Timur’un Sivas’ta olduğunu öğrenince, Sivas ve Tokat arasındaki geçitleri tuttu. Bu durumu öğrenen Timur, Kayseri üzerinden Kırşehir istikametine yürüdü. Osmanlı ordusunun üzerine geldiğini öğrenince süratli bir şekilde Ankara’ya yöneldi. Böylece Yıldırımı arkasına almış oluyordu.
Ankara’ya gelen Timur hemen kaleyi kuşattı. Ayrıca Bayezit’in kendi geldiği yoldan Ankara’ya geleceğini tahmin ederek o yönde tedbirler aldı. Yıldırım Bayezit Timur’un hiç beklemediği bir anda, onun geliş yolunun aksi istikametinden gelerek Çubuk ovasına yerleşti. Bu durumda Timur baskına uğramış demekti. Timur’u gafil avlayan Yıldırım Bayezit, oğullarının ve komutanlarının bütün ısrarına rağmen hemen hücuma geçmedi. Bu fırsatı değerlendiren Timur, sabaha kadar bütün cephesini değiştirdi.
Kuvvetler arasında sayı bakımından büyük dengesizlik vardı. Ayrıca Timur’un ordusunda filler de vardı. Savaş başlar başlamaz Osmanlıların sol kanadına yüklenen Timur, başarılı olamadı. Ancak sol kanadın gerisinde bulunan ve daha önce Timur tarafından gizlice elde edilen Kara Tatarlar Rumeli askerlerinin üzerine ok yağdırdı, iki ateş arasında kalan sol kanat geri çekilmek zorunda kaldı. Sağ kolda yapılan savaşta Osmanlılar galip durumdayken, Anadolu beylerine bağlı tımarlı sipahiler kendi beylerini Timur tarafmda görünce o tarafa geçtiler. Bu olay üzerine sağ kanat da geri çekilmek zorunda kaldı.
Bu durum karşısında Bayezit’e geri çekilmesi söylendi ise de kabul etmedi. Savaşın kaybedildiğini anlayan vezir-i azam Ali Paşa ve etrafındakiler, şehzade Süleyman Çelebi’yi alarak Bursa’ya kaçtılar. Şehzade Çelebi Mehmet de Amasya’ya kaçtı. Savaşın tamamen kaybedildiğini anlayan Bayezit’e kaçma teklif edildiyse de reddederek savaş meydanında şerefli bir şekilde ölmeyi tercih ettiğini söyledi. Etrafında kalan bir avuç askerle sonuna kadar savaştı ve esir düştü (1402). Bu olayı bir türlü hazmedemeyen Yıldırım Bayezit üzüntüsünden hastalanarak öldü.
Savaş, Osmanlılar bakımından çok kötü sonuçlar doğurdu. Bu sonuçlardan en önemlileri şunlardır:
a- Balkanlardaki Türk ilerleyişi durdu.
b- Bazı topraklar Bizanslılara bırakıldı.
c- Anadolu beylikleri tekrar kuruldu.
d- Yıldırım Bayezit’in oğulları Timur’un hakimiyetini kabul ederek çeşitli bölgelerde hakimiyetlerini sürdürdüler.
Yıldırım Bayezit çok gururlu ve aynı zamanda adil bir padişahtı. İlim adamlarına saygı gösterir ve onlara gereken değeri verirdi.
güzel olmuş elinize sağlık,yıldırım dönemi kapsamlı işlenmiş.
YanıtlaSilTeşekkür ederiz ögretmenim.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSiltesekkür ederiz bizde sana hüLyacımM :)
YanıtlaSilönemli degil özgün bnde size tşk ederim :)
YanıtlaSil